18 Nisan 2020 Cumartesi

Kalbinden Geçeni Söyle







KALBİNDEN GEÇENİ SÖYLE – CAMMİE MCGOVERN
      Amy serebral palsi hastalığı ile doğmuştu. Konuşurken ağzında salyalar akar, desteksiz yürüyemez, yüz ifadelerini vücut hareketlerini kontrol edemezdi ve her zaman yanında rehber ve yardımcı olacak bir öğretmen dolaşırdı. Asla yalnız bırakılmazdı. Bütün okul hayatı boyunca arkadaş edinememişti. Herkes ona garip garip bakar, onla dalga geçer, onun hakkında kötü yorumlarda bulunurlardı. Öğretmenler sürekli ona özel ilgiyle yaklaşırdı, farklı tutumlarda bulunurlardı.

      Matthew, her konuda endişe duyardı, her şeyden korkardı, çoğu şeyi birden fazla kez kontrol ederdi. Sürekli düşünür sıkıntı çekerdi, çeşitli korkuları vardı, neredeyse her şeyden kendini suçlu çıkarırdı, üzüntü çekerdi. Kuruntulu korkuları yüzünden arkadaşlarından da uzaklaşmıştı. Obsesif kompulsif bozukluğa sahipti. Ama korktuğu için bunu da kabul etmiyordu ve herkesten saklıyordu.
      Bir gün öğretmenin verdiği kompozisyon ödevi okunuyordu. Ayrıca kompozisyon gelecek düşünceleri hakkındaydı. Amy kendisininkini okuduğunda Matthew çok sinirlenmişti çünkü Amy her şey onun için çok iyiymiş gibi pozitif bir dil kullanarak yazmıştı kompozisyonunu. Bunun üzerine Matthew Amy’yi bularak onunla konuşmuştu. Her şeyin bu kadar iyi olmadığı bilerek her şey çok güzel olacakmış gibi davrandığını söylemişti. Her zaman yanında dolaşan bir öğretmen olduğu için arkadaş bile edinemediğini söylemişti. Amy her ne kadar kabul etmek istemese de Matthew’un haklı olduğunu biliyordu. Bunun üzerine annesiyle konuşup bir sonraki dönem için yanında bir öğretmen istemediğini söylemişti. Annesi kabul etmeyince, yanında yardımcı öğrenciler olmasını liste sırası ile her gün farklı birinin ona yardım etmesini ayrıca onu yeni insanlarla tanıştırmalarını önermişti. Annesinin kabulü üzerine ilk önce özellikle Matthew’a mail atmıştı katılması için. Çünkü ona bir bebek gibi davranmak için tüm gerçekleri ortaya dökebilen tek kişi oydu.
    Dönem başladığında Amy için katılan çok kişi yoktu. Ama istediği gibi Matthew da vardı. Zaman geçtikçe diğer katılanlarla da arkadaş oldu ama sanki onu hiç önemsemiyor gibilerdi. Oysaki Matthew onun için tam bir yardımcı bir rehber gibiydi. Zamanla çok iyi anlaştılar ve birbirlerinin e yakın arkadaşı oldular. Her konuda konuşabiliyor, sırlarını paylaşabiliyorlardı.
    Matthew’un yardımcılığı  sayesinde araları artık daha da iyiydi. Daha rahat konuşabilmeye, her türlü konudan bahsedebilmeye başlamışlardı. En yakın iki arkadaş gibi olmuşlardı. Ama tek sorun Matthew’un kabullenemediği ve sakladığı hastalığıydı. Amy Matthew’un her şeyi defalarca kontrol ettiğini , ellerini sürekli yıkadığını görerek matthew’un OKB olduğunu düşünmeye başlamıştı. Bundan ona bahsettiği anda Matthew reddetmişti. Bundan memnun olmayan ve inanmayan Amy , Matthew’a onu çok zorlayacak, tiksinmesine  ve korkmasına neden olacak çeşitli görevler vermeye başlamıştı. Ona yardımcı olmak içindi çünkü Matthew doktora gitmeyi ve tedavi veya test olmayı kabul etmiyordu. Böylece Amy zorlu görevler vermeye devam etti ve Matthew da elinden geldiğince uyguladı. Bir kıza çıkma teklifi etmek, uzun süre pis yerlere dokunmak , ellerini yıkamamak ,araba sürmek gibi bir sürü şey denedi
    Sonradan Matthew’da hastalığı için bir şeyler yapmak isteyerek kontrole gitti ve hap kullanmaya başladı. Böylece o da rahatladı. O sırada Amy hastalığına rağmen en başarılı üniversitelerden kabul aldı. Ve her şey çok daha karışık ilerlemeye başladı.
      

                                                                                             Hazırlayan:

                                                                                                      İpek AKIN
         
                                                                                                               9/C   317




















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder