KALBİNDEN GEÇENİ SÖYLE – CAMMİE MCGOVERN
Amy serebral palsi hastalığı ile doğmuştu. Konuşurken
ağzında salyalar akar, desteksiz yürüyemez, yüz ifadelerini vücut hareketlerini
kontrol edemezdi ve her zaman yanında rehber ve yardımcı olacak bir öğretmen
dolaşırdı. Asla yalnız bırakılmazdı. Bütün okul hayatı boyunca arkadaş
edinememişti. Herkes ona garip garip bakar, onla dalga geçer, onun hakkında
kötü yorumlarda bulunurlardı. Öğretmenler sürekli ona özel ilgiyle yaklaşırdı, farklı
tutumlarda bulunurlardı.
Matthew, her konuda endişe duyardı, her
şeyden korkardı, çoğu şeyi birden fazla kez kontrol ederdi. Sürekli düşünür
sıkıntı çekerdi, çeşitli korkuları vardı, neredeyse her şeyden kendini suçlu
çıkarırdı, üzüntü çekerdi. Kuruntulu korkuları yüzünden arkadaşlarından da
uzaklaşmıştı. Obsesif kompulsif bozukluğa sahipti. Ama korktuğu için bunu da
kabul etmiyordu ve herkesten saklıyordu.
Bir gün öğretmenin verdiği kompozisyon
ödevi okunuyordu. Ayrıca kompozisyon gelecek düşünceleri hakkındaydı. Amy kendisininkini
okuduğunda Matthew çok sinirlenmişti çünkü Amy her şey onun için çok iyiymiş
gibi pozitif bir dil kullanarak yazmıştı kompozisyonunu. Bunun üzerine Matthew
Amy’yi bularak onunla konuşmuştu. Her şeyin bu kadar iyi olmadığı bilerek her
şey çok güzel olacakmış gibi davrandığını söylemişti. Her zaman yanında dolaşan
bir öğretmen olduğu için arkadaş bile edinemediğini söylemişti. Amy her ne
kadar kabul etmek istemese de Matthew’un haklı olduğunu biliyordu. Bunun üzerine
annesiyle konuşup bir sonraki dönem için yanında bir öğretmen istemediğini
söylemişti. Annesi kabul etmeyince, yanında yardımcı öğrenciler olmasını liste
sırası ile her gün farklı birinin ona yardım etmesini ayrıca onu yeni
insanlarla tanıştırmalarını önermişti. Annesinin kabulü üzerine ilk önce
özellikle Matthew’a mail atmıştı katılması için. Çünkü ona bir bebek gibi
davranmak için tüm gerçekleri ortaya dökebilen tek kişi oydu.
Dönem başladığında
Amy için katılan çok kişi yoktu. Ama istediği gibi Matthew da vardı. Zaman geçtikçe
diğer katılanlarla da arkadaş oldu ama sanki onu hiç önemsemiyor gibilerdi. Oysaki
Matthew onun için tam bir yardımcı bir rehber gibiydi. Zamanla çok iyi
anlaştılar ve birbirlerinin e yakın arkadaşı oldular. Her konuda konuşabiliyor,
sırlarını paylaşabiliyorlardı.
Matthew’un yardımcılığı sayesinde araları artık daha da iyiydi. Daha rahat
konuşabilmeye, her türlü konudan bahsedebilmeye başlamışlardı. En yakın iki
arkadaş gibi olmuşlardı. Ama tek sorun Matthew’un kabullenemediği ve sakladığı
hastalığıydı. Amy Matthew’un her şeyi defalarca kontrol ettiğini , ellerini
sürekli yıkadığını görerek matthew’un OKB olduğunu düşünmeye başlamıştı. Bundan
ona bahsettiği anda Matthew reddetmişti. Bundan memnun olmayan ve inanmayan Amy
, Matthew’a onu çok zorlayacak, tiksinmesine ve korkmasına neden olacak çeşitli görevler
vermeye başlamıştı. Ona yardımcı olmak içindi çünkü Matthew doktora gitmeyi ve
tedavi veya test olmayı kabul etmiyordu. Böylece Amy zorlu görevler vermeye
devam etti ve Matthew da elinden geldiğince uyguladı. Bir kıza çıkma teklifi etmek,
uzun süre pis yerlere dokunmak , ellerini yıkamamak ,araba sürmek gibi bir sürü
şey denedi
Sonradan Matthew’da hastalığı için bir şeyler
yapmak isteyerek kontrole gitti ve hap kullanmaya başladı. Böylece o da rahatladı.
O sırada Amy hastalığına rağmen en başarılı üniversitelerden kabul aldı. Ve her
şey çok daha karışık ilerlemeye başladı.
Hazırlayan:
İpek AKIN
9/C 317