18 Mart 2020 Çarşamba

Kürk Mantolu Madonna


  

Kürk Mantolu Madonna

  Genç bir çocuktu. Bankadaki memuriyetinden ayrılalı bir hafta kadar oluyordu. Yeni bir işe ihtiyacı vardı. Bir gün akşamüstü Ankara’nın sokaklarında gezinirken mektep arkadaşlarından Hamdi’nin arabasına çağırması üzerine arabaya bindi. Hamdi sayesinde onun müdür muavini olarak çalıştığı bir şirkette memur olarak işe başladı.
  Oda arkadaşıyla tanışmış ancak onum hakkında sadece adının Raif olduğu bilgisini öğrenebilmiştir. Bu yeni arkadaşı ona göre hiç normal değildir. İçine kapanık sessiz sedasız biri olan Raif Efendi şirkette en uzun çalışanlardan biridir. Yaşı da oldukça fazladır. Almanca bildiğinden şirketteki çevirilerden sorumludur. Bir de masasının çekmecesinde kimseye göstermeden sürekli bir şeylerle uğraşır.
  Raif Efendi ara sıra hastalanır şirkete gelmezdi. Yeni arkadaşını merak eden genç; hastalığı uzun sürünce tercüme edilecek metinleri götürme bahanesiyle Raif Efendi’nin evine gider. Ailesini tanıştıran Raif Efendi evde iki kızı, karısı, baldızı, onun kocası, baldızının iki çocuğu, iki de kayınbiraderiyle birlikte oturduğunu söylemiştir. Ancak evin geçiminin yalnız Raif Efendi’nin omuzlarında olduğunu anlayan genç yeni arkadaşının durumuna acır. Evin geçim kaynağı olmasına rağmen evdekiler için varla yok arasındadır. Bu günden sonra aralarında bir yakınlık olur.
  Raif Efendi bir süre sonra yine hastalanır. Ancak bu seferki diğerleri kadar basit bir soğuk algınlığı değildir. Genç, yine akşamüstü arkadaşını ziyarete gider. Raif Efendi genç arkadaşından şirketteki tüm eşyalarını getirmesini ister. Genç hemen şirkete gider ve Raif Efendi’nin masasını boşaltır. Çekmecesindeki evrakları ve bir de defteri alır. Ertesi günün akşamüzeri emanetleri geri verebilmek için Raif Efendi’nin evine gittiğinde onun fenalaştığını görür. Baldızının kocası olan Nurettin Bey doktor çağırmıştır ve Raif Efendi’ye bir iğne yaparlar. Kendine gelince genç odaya girer. Eşyaları verir. Raif Efendi defteri sobada yakmasını ister. Ancak genç sürekli çekmecede kimseye görünmeden yazdığı bu defteri merak eder ve atmak istemez. Raif Efendi’ye kendisini merak ettiğini, tanımak ve defteri bir günlüğüne almak istediğini söyler. Raif Efendi de bu genç arkadaşına izin verir.
  Bir an önce okumaya başlamak için evine gitmek ister. Ayrılırken Raif Efendi’nin elini öper ve evden çıkar. Defteri alan genç hemen eve gider ve çok merak ettiği bu defteri okumaya başlar. Bu gizemli defterde Raif Efendi kendi hayatını ve tanıştığı kürk mantolu Madonna’yı anlatmış dışa vuramadıklarını içinde tutmak yerine deftere boşaltmıştır. Defteri okuyan genç arkadaşını çok yakından tanımış olur.
  Peki bu defterde yazılanları, Raif Efendi’nin hayatını merak ediyor musunuz? Raif Efendi’yi yakından tanımak ister misiniz?






Sabahattin Ali

HAZIRLAYAN:  

         Sena Yeşilyurt 

              9/C 425












8 Mart 2020 Pazar

İçimizdeki Şeytan


İçimizdeki Şeytan kitabı, tesadüf bir vapur yolculuğu sırasında Ömer'in Macide'yi uzaktan görüp ilk görüşte aşık olması ile başlar. Ömer daha sonra Macide’nin yanında kendisinin uzaktan akrabası olduğu bir kadını görünce derhal ikisinin yanına gider ve bu karşılaşma sayesinde Macide ile tanışır. Macide ailesinden uzağa, Balıkesir'den İstanbul'a konservatuvar okumaya gelmiştir.Ömer bu akrabalık sayesinde Macide ile birkaç kez konuşma ve görüşme fırsatı yakalar. Ömer ile Macide'nin görüşmeye başladığı sıralarda Macide'nin babası vefat eder ve artık para göndermediği için akrabalarının evinde istenmediğini anlayan Macide evi terk eder. Ömer'e sığınan Macide ile Ömer birbirlerini seviyorlardır.
Aynı evde yaşamaya başlarlar her ne kadar resmiyete dökemeseler de karı koca olmuşlardır.

Ömer istediği bir hayatı yaşamak ve Macide'yi mutlu etmek için çabalayıp dururken adeta bir taraftan diğer bir tarafa sürüklenip durur. Kendi iradesiyle karar almasını beceremez. Bu yüzden başkalarına muhtaç olmuştur. Macide’yi sevmesinin nedenlerinden biri de budur belki. Ömer, yaşadığı birçok olay içerisinde aleyhine olanlarını içindeki şeytana atfetmiştir. Bu yüzden sürekli olarak kendisiyle çatışmıştır. Başında gelen kötü olaylardan kendisini sorumlu tutmamış, kötü olarak gördüğü kişilerin, olayların içine dahil olmuştur. Bu konuda iradesini kullanamayıp, kötü sonuçlanan olayları umarsız bir şekilde içindeki şeytana bağlamıştır…

Sizce Macide ve Ömer neler yaşamıştır? 

Eren BATIR
11D